“Mükemmel Fırtınam!”

Amerikalı müzisyen Anson Seabra tarafından 2020 tarihinde yayınlanan albümünün şarkısı “Hurricane ” ile hazırlanan müzik videosunda, mükemmel fırtınam, kasırgam dediğinde bu metaforu ülkemizin muhteşem bir kasırgayı yeni atlatmış bugünlerine atfına istinaden anlamı büyük oldu.

“Geçer gider herkes, hikâyelerdir geriye kalan…”

Murathan Mungan

Kasırgayı anımsatmayı istemiyorum, metaforik kişisel kasırgalarımız da dahil. Hatırlamanı istediğim bu sabah gibi fırtınalı geceden sonra gelen parlak güneşin aydınlığında gözler önüne serilen korkunçluğun, yaşananların ortadalığı ile tekrar normale dönme çabasının toparlanmalığı… Bir hikayeye dönüşmese için!

*ASLI’NIN FİLM ÖNERİSİ…

Film adına tıklayarak İmdb Sayfasına ulaşabilirsin!

The Boy in the Striped Pajamas (2008) : Yönetmen ve senarist Mark Herman. İngiliz Amerikan ortak yapımı, dram tarih savaş filmidir. Yazar John Boyne tarafından kaleme alınan The Boy in the Striped Pajaması 2006 adlı romanından uyarlamadır. Oyuncular Asa Butterfield, Jack Scanlon. Film 94 dakika sürer ve 7 adaylık, 7 galibiyet ödülü kazandı. Türkçeye “Çizgili Pijamalı Çocuk 2008” olarak tercüme edilmiştir.

II. Dünya Savaşında Nazi imha kampları olarak bilinen ve Holokost olarak tabir edilen Yahudi soykırımına ait korkunç birkaç trajediyi konu alır.

“Seninle benim arkadaş olmamamız gerekiyor. Düşman olmak için yaratılmışız. Bunu biliyor muydun?”

The Boy in the Striped Pajamas (2008)

Auschwitz Kampı Nazi kayıtlarına göre 619 erkek çocuk varmış ve kayıt altına alınmadan kampa vardıklarında da birçok erkek çocuğa gaz verilmiş. Naziler 1930’larda caz müziğini yasakladığı için 1942 tarihine odaklanan filmde SS subayının evinde veda partisinde grup caz müziği çalması çelişik bir anlatı olmuş. Gereksiz bir detay evet ve buna benzer anlam kaymaları da var ancak romanın hikayesi gerçeğe dayanıyor. Kitap ile film arasında da birkaç noktada farklılık mevcut. Kime kızacağımı bilemediğim bir arafta bırakan bu yapımı gel yeniden izleyelim.

Edit: Holokost konulu diğer yapımlarım:

DARA OF JASENOVAC (2020) “Balkan’ın Auschwitz’i” diye anılan kamp “Jasenovac“da, Balkanlar’daki Holokost sırasında, Dara adlı küçük kızın yaşadıklarını konu alır.

THE READER (2008) 15 yaşında yaşadığı ilişkisine referans olan kendinden yaşça büyük kadının duruşmasına atanan avukat, Nazi toplama kampı gardiyanıyken savaş suçu ile itham edilen sanığın davasında keşfettiği ve kadının utançla sakladığı kişisel bir sırrın çocuksuluğu ile masumiyetini sorgulaması anlatılır.

THE PİANİST (2002) Polonyalı Yahudi bir müzisyenin, II. Dünya Savaşı yıllarında yaşadıklarını anlatan gerçek hikayenin konu aldığı film, eleştirmenler tarafından da onurlandırılarak Kült film olarak kategorilendirilir.

INTO THE ARMS OF STRANGERS: STORİES OF THE KİNDERTRANSPORT (2000) Kindertransport operasyonu olarak adlandırılan, 10.000’in üzerinde Musevi çocuğun hayatını kurtarmasını konu alır. Nazi Almanyasından, tren ve tekne ile Avusturya ve Çekoslovakya‘ya ve akabinde uçakla Büyük Britanya‘ya kaçırmak suretiyle kurtarılmalarını konu alır.

BLACK BOOK (2006) Nazilerle başına gelen trajedinin ardından II. Dünya Savaşı sırasında direniş için casus olan Hollanda’daki genç Yahudi kadın Rachel Stein‘in Zwartboek’teki hikayesi; Hollandalı direniş savaşçı Esmée van Eeghen, Van Gein, Ans van Dijk ve Andries Riphagen‘in hayatlarına, Noter Smaal, 65 yaşındaki avukat H. de Boer‘in 30 Mayıs 1945’te Lahey’de faili meçhul cinayeti de dahil gerçek olay ve kişilere dayanır. 

”Ülkeyi değiştirmek olanaksız. Gel konuyu değiştirelim.”

James Joyce

Pozitif bakış açısıyla…