Kendi Sınırımı Çiziyorum, Nazikçe!/ *I Origins (2014)


Aslı’nın Müzik Seçimi…

“Yeşil Çimenlere Uzan: Beni Sevdiğin Zamanları Anımsa!”

Duygusal intiharıma sürüklenme iznini iptal ettim, dibi delik kaplara umut ve sevgi dolduran musluğumu kapattım, romantik fantezi AŞ ile şartlarda anlaşırsak; sınırları çiziyoruz hayırlısıyla… Yaşantının atlıkarıncasında görünmez bir at olma projesi de iptal! “Ben de buradayım!” butonuna basmayı yasaklamadım, aksine tamamen sökme girişimindeyim. Ağustos biterken, hummalı çalışmalar var cephemde anlayacağın. Cibelle‘den “Green Grass” adlı şarkısının muhteşem videosunu bıraktım. Dinlerke okursun…

Gasp edilmiş topraklarımın hepsinden vazgeçmem olası değil; bu konunun bir hal çaresine bakacağım. Gerekirse bir keşif taburunu intikal ettirip, tehdit altında olan halkımı kurtarmayı deneyebilirim. Velhasıl kelam; Kendi sınırlarımı çiziyorum, nazikçe… Yeşil çimenlere uzanıp, dinleyebilirsin şarkıyı ve hatırlarsın belki beni..

Bu konuda Rabindranath Tagore‘dan yardım aldığım doğrudur. Hindistan milli marşını yazan ve Gora adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülü alan, hukukçu, şair, yazar ve Gandhi taraftarı Tagore‘dan bir şiiri de bırakıyorum usulca buraya:

Hayata Dair... 
Düşünüyorum da, 
Sanırım en büyük korkumuz, olduğumuz gibi görünmek... 
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, 
Naif yönlerimizin keşfedilmesi, 
Cesaretsizliğimizin anlaşılması, 
Korkularımızın paylaşılması,
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. 
Kabuklarımızın altında 
Kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız...
Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında. 
Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden. 
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler. 
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi. 
Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk? 
Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi? 
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.? 
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi? 
Duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu? 
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak. 
Ne çıkar ateşböceği sansalar beni? ... 
Belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin 
O uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz? 
Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine. 
O da çözülecek belki. 
Samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince. 
Oysa bir görebilsek bunu. 
Kalmadı böyle insanlar demesek. 
Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. 
Kırılmaktan korkmasak. 
İncinsek, yaralansak. 
Ne olur bir darbe daha alsak. 
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu. 
Denesek. 
Risk alsak. 
Yanılsak.
Fark etmez. ... 
Tekrar, tekrar bıkmadan denesek. 
Ve kucaklaşsak yeniden. 
Tıpkı eskisi gibi. 
Ne olduğunu anlayamadığımız o onbeş yıldan öncesi gibi. 
O zaman fark edeceğiz. 
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi. 
Neler biriktirdiğimizi, 
Kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi. 
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
Vakit az, paylaşmak, sarılmak için. 
Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır. 
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. 
Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. 
Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. 
Sevgiye çok ihtiyacımız var. 
Ufukta kara bir kış görünüyor. 
Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri. 
Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı. 
Kurtulun bu yükten. 
Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. 
Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri. 
Hem hepimiz bir yıldızız. 
Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi. 

Ve tıpkı baş kahraman Gora gibi, huzurlu yaşam arzum çok güçlü ve ben, inancıma sadık, yoluma koyuyorum zarifçe başımı! ilk adımıma, hiç tanımadığım ve dahi kokusunu bilmediğim annemin adı ile başlıyorum: Sevgi. Toprağını kokluyorum, bir avuç alıp yoluma serpiyorum; içim huzur doluyor. Tüm tanrıçalar tarafından kutsanıyorum, yolum açık ve artık güvendeyim… Korkmuyorum!

“Aynı dilde konuşamayacağımızı fark edince, aynı dilde susmayı seçtik…”

Gora- Rabindranath Tagore

…..

*Aslı’nın Film Önerisi…

(Film adı üzerine tıklarsan İmdb sayfasına gidersin!)


I Origins (2014) : Amerikan yapımı, bilim kurgu, dram ve romantik temalı film, ödüllü bir festival filmidir. Mike Cahill hem senaryo yazarı hem yönetmen olarak yer alırken film eleştirileri çok olumlu olmuş. Yapım, 2 galibiyet, 3 adaylık ödülü kazanmış. Eser, 106 dakika sürer.

Aşk filmi gibi başlasa da kişisel sorgulamalar ile devam eder:  “Evrende duyularımızla algılayabileceğimizden daha fazlası varsa” teması baskındır. Türkçeye “Kök 2014” olarak çevrilmiş yapımdan hoşlanmazsan bilet parasını iade ederim; dermişim. Bilim, yeni keşifler ekler ve ilerledikçe eski teorileri sürekli olarak düzeltir. Bir bilim insanına, bilim ve din hakkında sorular sorsan; muhtemelen ikisi arasında gerçekten bir çatışma olmadığını anlarsın. Bilim, evrenin nasıl çalıştığını araştırır. Din, evrenin nedenleri ile ilgilenir? “Nasıl” ve “neden” aynı madalyonun iki yüzüdür. Film ayrıca, uzun zamandır var olan, bir şekilde belirli kişilere her zaman bağlı olduğumuz fikrini de araştırıyor: Ruh eşleri… Ama sen, bir bilim adamına bunu sormasan daha iyi edersin.

“Hiç biriyle tanıştığında, içindeki bu boşluğu doldurduğunu ve sonra gittiklerinde… o boşluğun, acı verici bir şekilde bomboş hissettirdiğini duyumsadın mı?”

I Origins (2014)

Son jenerikten sonra gösterilen tüm bu insanlar kimler? dersen yazayım: John Kennedy Amelia Earhart Elvis Presley John Lennon Martin Luther Kral Saddam Hüseyin Che Guevara Albert Einstein Malcom X Margaret Sanger Mahatma Gandhi Mari Sandoz Nikola Tesla Indira Gandhi Robert Oppenheimer Louis Armstrong Lenin Jacqueline Kennedy Frank Lloyd Wright Adolf Hitler Meyer Lansky Al Capone Margaret Thatcher Salvador Dali Abraham Lincoln Nelson Mandela

Seyret, seveceksin ve bittiğinde düşüneceksin: en çok beni! 😉

Bu film Psikoloji, Sosyoloji ve Felsefe biliminde öğrenci ve mezunlar için öneridir. (Teoloji ve spiritüel konularıyla ilgilenen amatör ve profesyonelleri için de önerilir.)

Aslı’nın Film Önerisi…

“İnsana imtihan olarak Özlem’ek yeter..! Bir şehri… Bir sesi… Bir nefesi…”

Cahit Zarifoğlu….

Yeter de artar bile…

Aslı’nda Her Şey Aslı İçin…

Kendi Sınırımı Çiziyorum, Nazikçe!/ *I Origins (2014)” üzerine 5 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s