“Ben Aşkın Kendisiyim!”
Gipsy Kings “Sueño de Noche” adlı parçası, çok popüler olmayan 1997 albüm şarkısıdır. Gece Düşü anlamına gelen müziğin adında Ben aşkın kendisiyim her gece seni düşleyen, ben o kişiyim her gece seni bekleyen, Ben o kişiyim. Sen yakınlarda değilken kalbim, ağlamadan duramıyor” diyen yüzeysel bakıldığında acıklı, derine indiğinde bütüncül ve bir üst bakış açısında etkilidir. Aşkın olma halinde maşuğa ılıklaşıyorsun… Aşkı hissederken ise sımsıcak ve olsuncu diretmelerde hayatı kendine çok zorlaştıruyorsun. Bu bağlamda gel hafifleyelim ve günün filmine bir bakalım: “Hotel California” şarkısının Gipsy Kings versiyonu, günün öneri filmi Büyük Lebowski ve arkadaşlarının bowling oynadığı ve Latin rakibin gösterisini izleyip dedikodusunu yaptıkları sahnede çalan müzik olmasına rağmen ılıklaşan ben, müzik videosundaki şarkıyı gün seçkisine atfetsem, senin de anlayışınla karşılanırım, umarım.
“Eskiden olsa dokuz köyü ateşe vereceğin şeylere zamanla kibrit bile yakmıyorsun.”
Nilgün Marmara
Serin sulara geçmekle insanlara ve durumlara ılık kalabiliyorsun. Anın gerektirdiğini yapmaktan öteye geçmeyen eylemlerle ilahiden destek de alıyorsun. Ve bu mertebeye gelince “sen oldun” diyorlar oysa ki katatonik hislerde olmanın genel olarak uyumlu ve huzurlu görünüşüne rağmen, o ateşli ve sıcak reaksiyonlara sahip olduğum hallerim daha insaniydi. Ve ben yaşadığımı hissediyordum. Şimdiyse hayattayım hülasa yaşıyor muyum belli değil. Dudeist olmak böyle bir şey olabilir miydi? Keza “Hayat kısa ve yeterince karışık üstelik kimse bunun hakkında detaylı bir şey bilmiyor. O zaman hiçbir şey yapmaya, düşünmeye gerek yok. Her şeyi hafife al, dertlenmeyi bırak. Kısacası sal ipleri gitsin!” manifestosu bugünlerin düsturu olur nitelikte.
*ASLI’NIN FİLM ÖNERİSİ…
Film adına tıklayarak imdb Sayfasına ulaşabilirsin!
The Big Lebowski (1998) : Yönetmen ve senaristler Joel ve Ethan Coen kardeşlerdir. Amerikan İngiliz ortak yapımı, suç komedi filmidir. Oyuncular Jeff Bridges, John Goodman, Sam Elliott, Julianne Moore, Steve Buscemi, John Turturro, Philip Seymour Hoffman, Tara Reid, David Thewlis, Peter Stormare, Jon Polito, Ben Gazzara. Film 117 dakika sürer. Yapım, Satellite, Siyad dahil 5 galibiyet, 18 adaylık ödülü kazandı. 2014 tarihinde ABD Ulusal Film Arşivi‘nde korunmak üzere seçilip Library of Congress tarafından “kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli” olarak işaretlendi. “En İyi 100 Film Karakteri” listesinde The Dude (Ahbap olarak tercüme edilmiş), 7 numaraya yerleşti. Kült film olarak tescillenirken “İnternet çağının ilk kült filmi” özelliğiyle öne çıktı.
“Ahbap” Lebowski, bir milyoner Lebowski ile karıştırıldığında, iki haydut tarafından adaşına ait borcu ödemeye zorlanır.
“Batının uzak bir köşesinde bir adam yaşardı… Size ondan bahsetmek istiyorum. Adı, Jeff Lebowski. En azından, sevgili ailesinin ona verdiği isim buydu. Ama o bunu hiçbir zaman kullanmayacaktı. Bay Lebowski, kendisine “Ahbap” derdi. Aslı’nda “Ahbap” benim geldiğim yerde kimsenin kendine takacağı bir isim değildi. Ama bu Ahbap hakkında bana, pek akla yatkın gelmeyen pek çok şey vardı. Ve Aslı’nda, yaşadığı yer için de aynısı geçerli. Ama belki de bu lanet olası yeri bu yüzden ilginç buluyordum. Oraya Los Angeles diyorlardı; “Melekler Şehri”. Tam olarak böyle olmadığını anlamıştım. Ama bazı iyi insanların da olduğunu kabul etmeliyim. Elbette Londra’yı gördüğümü söyleyemem. Fransa’ya hiç gitmedim. Ya da birinin dediği gibi, gidip görmediğim yer kalmadı da diyemem. Ama şunu söyleyebilirim. Los Angeles’ı gördükten sonra ve anlatmak üzere olduğum hikayenin ardından, tüm o diğer yerlerde sizi sersemletecek şeylerden birazını yaşadım. Üstelik hepsi İngilizceydi. Yani artık gözüm açık gitmeyeceğim. Tanrı’nın beni kazıkladığını hissetmeme gerek yok. Şimdi size anlatmak üzere olduğum bu hikaye 90’ların başında bir zamanda geçiyor. Tam da Saddam ve Irakla çatışmaların başladığı dönemde. Bundan bahsettim çünkü bazen bir Adam vardır. Buna kahraman demeyeceğim. Hem kahraman nedir ki? Ama bazen, bir adam vardır ki… burada Ahbap’tan bahsediyorum. Bazen bir adam vardır. Tam zamanının ve yerinin adamıdır. Tam olarak oraya uyar. Ve işte Los Angeles’ta bu adam Ahbap’tır. Bu çok tembel bir adam da olabilir. Ve Ahbap bu tanıma kesinlikle uyar. Bir ihtimal Los Angeles bölgesinin en tembelidir. Bu da onu dünyanın en tembelleri arasında ilk sıralara taşımaya yeter. Ama bazen bir adam vardır. Bazen bir adam vardır. Ah. Ne söyleyeceğimi unuttum işte. Ama… neyse. Onu yeterince tanıttım zaten.”
The Big Lebowski (1998) Dış ses ile açılış repliği
Filmin barındırdığı anektodları inceleyelim: Bowling kültürü “ellilerin sonu ve altmışların başındaki o dönemi yansıtmak açısından” filmde önemli genel bir temadır.
Dudeizm, 2005 yılında kurulmuş, The Big Lebowski (1998) baş kahramanı “The Dude“dan esinlenen bir din, felsefe veya yaşam tarzı olarak ortaya çıkar ve birincil amacı, Laozi tarafından yazılan ve Taoizimin temel kitabı sayılan Tao Te Ching (MÖ 6) ve Antik Yunan filozofu Epicurus felsefesi; insanların, arkadaşlarıyla çevrili kendi kendine yeterli bir hayat yaşamak düşüncesini savunan determinist felsefeyle harmanlanmış ve kişileştirilmiş görüşü benimser. Ancak komedi film referansları kullanması ve geleneksel anlamda eleştirilerek sahte din olarak addedilir. “Son Gün Dostu Kilisesi” adlandırılan kurulmuş, web sitesi aracılığıyla dünya çapında 50.000 “Dudeist Rahip” atayan çevrimiçi bir dindir. Vesselam kurucusu ve birçok taraftarı, altında yatan felsefeyi ciddiye alır. Yüksek kutsal günü: 6 Mart “The Dude” Günüdür. Bir Dudeist kutsal kitabı olan Tao Dude Ching 2009‘da çevrimiçi olur.
Oliver Benjamin tarafından düzenlenen, 80’den fazla yazar ve çizerin katkıda bulunduğu bilimsel makalelerin bir derlemesi olan Lebowski 101 2013 kitabı, Kilise tarafından yayınlandı. Dudeizmin medeniyetin başlangıcından beri var olan bir felsefe olduğunu göstermek için Benjamin tarafından yazılan denemeleri ve illüstrasyonlarının yanı sıra tarih boyunca çeşitli filozof ve yazarlardan alıntılar da içeren The Dude of the Dude 2015 yayınlanır.
Zen Budist öğretmen Bernie Glassman, The Dude and the Zen Master 2013 başlığında, karakteri felsefi tartışma için bir başlangıç noktası olarak kullanır.
Sosyal ve politik analiz için, Karl Marx‘ın meta fetişizmini ve cinsel fetişizmin feminist sonuçlarını açıklamak için kullanır. Toplumun karnavalesk bir eleştirisi, savaş ve etik analizi, kitle iletişiminin ve Amerikan militarizminin ve diğer konuların anlatısı olarak da kullanılmıştır.
Karnavalesk teorisi nedir? Karnavalın kendine has geliştirdiği yasalar gereği herkes karnaval süresince karnavalesk bir yaşam sürer. Karnaval meydanlarında hayata geçirilen ve ortamı özgür kılan ilk kural eşitsizliğin yok edilmesidir. Tüm yasaklar, kısıtlamalar, dindarlık, hiyerarşik düzen askıya alınır.
Filhakika, filmi izleyenler bu bilgiler ışığında tekrar izleyebilir. Haydi, film bu geceye gelsin Ahbap!
Bu film Psikoloji, Sosyoloji ve Felsefe biliminde öğrenci ve mezunlar için öneridir. (Teoloji ve spiritüel konularıyla ilgilenen amatör ve profesyonelleri için de önerilir.)

Aslı’nın Film Önerisi…
“Çünkü susmak, cevapların en fenasıdır.”
Peyami Safa
İfade edilmeyen her şey, diğerinin elinde bir oyuncak olur ve durumun anlayışına göre her şeye tercüme edilebilir.
I love that film so much! It makes me laugh every time, with or without a glass of white Russian. 😄
BeğenBeğen
Yes, I was cheered up again by watching a few scenes last night…😁
I’ve never tried the White Russian, but in my mind, I will definitely try it soon. 🙂
Happy Sunday..
BeğenLiked by 1 kişi
Sözlerden,filmden(Beğeneceğim kesin) önce müziğe aşık oldum. Teşekkürler.💞
BeğenLiked by 1 kişi
İnan olsun ben de günde kaç defa dinliyorum, aşk bu olsa gerek… Filmin satır arası mesajını da seveceğini düşünüyorum… Keyifli haftalar… 🥰
BeğenBeğen