“Doğru Kişi Olurum Eğer Olmamı İstersen!”

A Great Big World adlı müzisyen Amerikalı ikilinin, Christina Aguilera ile yaptıkları düet sayesinde adlarını tüm dünyaya duyuran müzik parçalarını yukarıdaki videoda paylaştım. “Say something, I’m giving up on you” Bir şey söyle, senden vazgeçiyorum; sevenlerinin yüreğine dokunan sözleriyle notaları, çabucak yeni severlerle tanışmalarına vesile olmuş kanımca… Piyano ve kemanın notalarının hafiften başlayıp gürleşmesi, ritim ile sözcüklerin sakin konuşma tonundan çığlığa dönüşmesi ve akabinde müziğin yavaşlayarak şarkıcıların fısıltıyla son dizelerini söylemeleri… Müthiş!

“Bir fırsat kaçtı elden; bir hikaye sona erdi…”

Sohrap Sepehriyük

Her kabulleniş, sessizliğe geçişte olur. Çaresizlik ile başlar fısıltılar, sonrası düz çizgi ile kabulleniş ve nihayet noktanın sesi duyulur gibi sonlanma ilan edilir. Yankılanır “dıııııt.” ile uzayan “ı” dır fısıltı. Sonra “ıt.” ve bir hikaye sona erer!

*ASLI’NIN FİLM ÖNERİSİ…

(Film adı üzerine tıklarsan İmdb sayfasına gidersin!)

City by the Sea (2002) : Türkçeye “Öldüren Şüphe 2002” olarak çevrilmiştir. Yönetmen, Michael Caton-Jones. Senaryo, Esquire dergisinde Michael McAlary tarafından yazılan 1997 tarihinde yayımlanan “Vincent LaMarca” adlı makaleye dayanır. Oyuncular; Robert De Niro, James Franco, Eliza Dushku, Frances McDormand ve William Forsythe. Amerikan yapımıdır. Suç gizem gerilim drama filmidir. Film süresi 108 dakikadır.

Film sloganı: “Bir katili ararken… Görmek isteyeceğiniz son şüpheli oğlunuzdur.” Polis teşkilatı dedektif olan Vincent LaMarca, ayrıldığı eşinden olan oğlunu 15 yıl sonra, takip ettiği uyuşturucu ile ilgili bir davanın şüphelisi olarak karşısında bulur. Bu durum; geçmişi, annesini ve nihayetinde kendisini sorgulamasına neden olan olaylar döngüsünü tetikler.

“- Nasıl bu hale geldik evlat? Doğduğun günü hatırlıyorum!

– Evet? Gittiğin günü hatırlıyorum. Ve böylece ödeştik.”

City by the Sea (2002)

Evrenin dengesi, er veya geç tecelli edecektir. Eksik bıraktığın her şeyi, o şeyin zamanlamasına en uygun zamanda karşında bulursun. Ve sonuçlarıyla yüzleşmen kaçınılmaz olur. Ardımızda bıraktığınız döngülerin sorumluluklarını almadan devam etsek de hayat o yarım meseleyi en uygunsuz ve üstünü kapatamayacak şekilde önümüze koyar ve “şimdi hallet!” der. Ara sıra üstünden atlayıp kaçtığımız o sorumluluklarımıza dönüp ilgilenmek ile hiç ummadığımız bir zamanda karşımıza çıkacak o acı sürprizleri engellemiş oluruz. Dikkat şeysi…

“Ben artık ben değilim. En azından içim aynı değil.”

Orhan Veli Kanık

Hepimiz gibi biz de değiştik!