“Bizim Gibi Bir Aşk!”

Nasıl bir müzik ve nasıl bir ses; yüreğimin en derinlerinde birer çığlığa birer duaya dönüyor sanki… Aron Wright söylüyor ve albüm, ilk Grey’s Anatomy 14.Sezon’da yayınlandı. Bestelerini takip edebilir ve ilk dinleyen olabilirsin, hangi film, seri de yayınlandığı gibi bilgiler için de takip edebilirsin. Kişisel site adına mavi adından ulaşabilirsin. Mart sonu doğan yeni bebekleriyle büyük bir aile olan babaya, başarıların devamını diliyorum.

“Elbette bu kurşunilik yırtılacak. Elbette bahar güneşi parlatacak ıslak ağaçları. Ve tuza banarak erik, çağla, taze badem yiyeceğiz elbette…”

Orhan Kemal

Yüzümüzü çevirdik ya bahara, önümüz bayram, seyran, az ötede yaz, kumsal deniz… Hep üretince, okuyunca, yazınca, öğrenince… Yaşam kolay akıyor sanki. Tuzu hazırla; erik, çağlanın fiyatları normale döner dönmez yeriz. Şimdilik güllaç ile idare ederiz! Hazırsan, gerilim drama filmi geliyor şimdi.

Şiraz ile ilgili bir İran filmi, Pers İmparatorluğunun başkenti olan şehrin adı olarak filmin de ismi olmuş ve aynı zamanda arkeolojik olarak şarabın icadının o yörede yaşayan Museviler ile günümüze kadar gelmişliğinden kaynaklı… Ve Shiraz, Eylül bağ bozumunda başlayan bir aşkın zor zamanlamasını anlatıyor.

*ASLI’NIN FİLM ÖNERİSİ…

Film adına tıklayarak İmdb Sayfasına ulaşabilirsin!

Septembers of Shiraz (2015) : Hanna Weg‘in senaryosu ile Wayne Blair tarafından yönetilen eser, Amerikan yapımı, gerilim drama filmidir . Yazar Dalia Sofer tarafından yazılan Septembers of Shiraz 2007 adlı romanın uyarlamasıdır. Oyuncular; Adrien Brody, Salma Hayek, Shohreh Aghdashloo, Anthony Azizi, Bashar Rahal ve Alon Aboutboul. Film 109 dakika sürer. Bir adaylığı mevcuttur.

1979 tarihinde yapılan İran devrim öncesi bizzati ve refah içinde yaşayan Yahudi karı kocanın ilk tanıştıkları zamanların tarihine atıfta bulunur. Eylül 1958 yılında, İran şahı Pehlevi‘nin monarşisinde, Şiraz’ın başkent olduğu antik İran döneminin devrimle İslam Cumhuriyeti Ayetullah Humeyni dönemine geçişini ve odağımızdaki ailenin yaşadıklarını konu alan zorunlu göç ya da sürgünün hikayesidir. O sürgünde evlerinden yurtlarından olan bir çok Acem’in, yorumlarını okuduğumda hak verdim; devrimde yaşananlar, İslam veya Yahudi dinine mensup olunanların değil Acem halkının yaşadığı zulümdür…!

“Ne çaldın senindir, bunu ikimiz de biliyoruz. Başvurabileceğim mahkeme yok, ama en azından yüzüme bakıp bana ne olduğunu söyleme nezaketine sahip ol. Bir suçludan daha kötü olan tek şey ikiyüzlü olmaktır.”

Septembers of Shiraz (2015)

Haksız zenginleşmeyi, adil ekonomiyi savunarak gerçekleşen yeni düzenin, kimleri ve neyi değiştirdiğini merak ediyorum. Altın madenine sahip olanların yerlerini değiştirmek adalet midir? Adı üstünde bu bir film, o topraklarda koca bir ırkın geleceğini değiştirirken yaşattıkları ve halen yaşananları insanlık ayıbı olarak aktarıyor ve kültür katliamını büyük bir ayıp, kara bir leke gibi ortaya saçıyor. Doymak bilmez insan açlığının ve zulmünün karşısında “Allah ıslah etsin” diyerek acıların bitmesi, dinmesi için dua ediyorum.

“Yırtık bir vicdan, dikiş tutmaz bir hayat getirir.” –

Victor Hugo / Sefiller

Yırtık vicdan…