“Her Şey Yoluna Girecek!”
Bu sakinliğim ile tanışmak yeni!
“Sevgim, annesiz hırçın bir çocuk gibi, öfkeli ve fazla hassas… Onu yüreğine yakın bir yere koymalısın… Beni de dizinin dibinden ayırmasan iyi olur.” böyle sayıklıyordum, biliyorsun.
Senden öncem yok, sonram ?
Senden sonrası tufan!
İçimde ki vahşi sevgiyi ehlilleştirdin. Şimdi beni…
Tüccar ile ilişiğimi kestim keseli hesap da yok. Kafam rahat. Yani kafa nereye ben oraya. Eyvah eyvah…
Büyümenin ruhsuz, tuzsuz bir şey olduğunu sanmıştım. Meğer büyüyünce özgür oluyormuşsun.
Ve hür olduğunda hiç bir pranga bileğini kavrayamıyormuş.
Rüzgarın tavrı ile okyanusun kalbi gibi evrenle dans edebiliyormuşsun.
Gitmeler sevinç, gelmeler vakur oluyormuş.
Kalmaların iyi yanını koynuna alıp, kabuslardan kurtuluyormuşsun.
O koşullu sevgileri yüceltip, köle olmaları terk ediyormuşsun.
Haklı olmanın saplantılı ağrısı, mutlu olmanın sevinci ile iyileşiyormuş.
Hoşgörü, hançerlerin körelmesiymiş, sadece sırtını sıvazlaması belki.
İçinde ki kız çocuğunun yanağından makas alarak, gülümseye biliyormuşsun, hem de birlikte!
Olgun bir meyveye dönüyormuşsun dalında.
Hangi kavanozda reçel olmaya karar vermeden hem de!
Ekmek kavgası bitiyor, bölüşerek de doymanın şükrünü yaşıyormuşsun.
Sevilmenin sihri dönüşmekmiş.
Cumartesinin sihri de sevişmek!

“Pire için yorgan asla yakmayın! Kış geliyor, o yorgana ihtiyacımız olacak!”
diye yazmış sevdiğim bir yorumcu…
Selam ola!