“Kendine Sakın Kızma, Kendini Asla Yargılama!”

Leonard Cohen tarafından “Dance Me to the End of Love” adlı şarkısının bizzat kendi tarafından görselleştirilen video ile bugünün müzik seçimim, benim için, kendim için…

Sakın üzülme yaptıklarına, yapmadıklarına, yapamadıklarına, yapmaya çalıştıklarına, yapmaya söz verip yapamayacaklarına, yapmak isterken yoldan çıkıp yapmayı unuttuklarına, yapmalıydım deyip yapacaklarını yapmamaya…

Bedenini yataklarda, ruhunu karanlıkta bırakma!

Sakın küsme kendine, dostlarına, ailene, arkadaşlarına, işine, hayata, yaşama, gülmeye, sevmeye, sevişmeye, yeniliklere, yeni diye aldığın eskilere, eski diye umursamadığın yepisyenilere, meditasyona, yürüyüşlere, ritme ve müziğe…

Gelecek yok, gelecekten istediğim, hayalini kurduğum bi şey yok demiştin ya bana! Sakın kaybolma! Ve bunları aklına getirme! Nehir yanında o müstakil evi getir aklına; arka bahçesinde yüzme havuzu olan, verandasında salıncağıyla… En az iki odası olmalı ve saklanıp, deri değiştirmeliyim orada dediğin gibisinden… Belki  bir de küçük kız çocuğu, badi badi ayaklarıyla…

Seni seven bir kadın olmalı mutlaka, seni sevdiğim kadar olamaz ama… E kendini de sevmeli mutlaka, güzel ve alımlı olmalı ayrıca, dans etmeli, müziğe çok tutkun olmazsa daha iyi bence… Yoga yapmalı, kitap okumalı, neşeli ve genç olmalı, bir sürü arkadaşları, kalabalık aile bağları, tutkuları, kariyeri, fiyakalı bir mesleği ile…

Yapayalnız kalma sakın! Ailen daima yanında olacaktır da göbek bağını kesmelisin yine de ama, onlarsız da bir ailen olmalı mutlaka! Dostların ve eski arkadaşların sığınağın olmalı ama, huzurevi tadında onlarla yaşamaya kalkışma…

Çılgın gecelerin, eğlencelerin olmalı da, uyandığında partisiz bir sabaha, hazırlanmış  özenle sevdiğin ile oturmalısın, yumurtalı sucuklu mis gibi kokan bir mutfak sofrasına…

Büyük voleler vurmalı, sefa içinde yaşamalısın ha! Faturalar, ödemelerle yakın çevreni yormamalısın ama! Harcadığından fazlası gelsin avucuna, kimseden borç da isteme daha, piyangodan ikramiye de çıksın yarın sabaha…

Yani demem o ki; İYİ ol, Çok çok iyi!

Çünkü kızmaya, yazmaya, ağlamaya, “aptal!” deyip suçlamalar yapmaya başlayacağım bundan sonra, sana!

İşte en çok korktuğum şey bu!

Çok iyi ol ki başlaya bileyim ben, sana kızmaya!

….

Hmm, ara sıra olsa da beni hatırla ama…

“Akıllı insanın üç askeri vardır; sabır, utanmak ve kanaat.”

Bektaşi Veli

Sahip olduklarıma şükürler olsun…