
Sevgililer Gününe Adım Adım!
Tek bildiğim; senli zamanlar yaşamadığımda kendime ve düşüncelerime ayar çekmem gerektiğidir. Ve bu ayarlama tüm enerjimi tüketiyor. Şu içimde ki ‘kaçıp, sinip, resetleme’ refleksim aktif; ve standby konumuna getirilebilir mi, bilmiyorum.
Senin istediğine, keyfine, konforuna odaklanmayıp; beni baz alsam sanki her şey kendiliğinden çözülecekmiş gibi. Şimdi yine böyle kabuğuma çekilip sinmiş mooddayım.
Ruhumu eğiteceğim diye kanırtıp duruyorum. Ruhum eğitimsiz ama özgür ve cahil olsa sanki olmazmış gibi. İçimden geldiği gibi davransam, içimdeki tüccara pek iş bırakmasam olmaz mı? Hayır tüccarın iş hakkını fes edeceğim de 50 yıllık kıdemini nasıl ödeyeceğim, onu düşünüyorum.
Ey sevgili, beni bu işten kurtar. Hesapsızca seni sevmeme ve seni yaşamama izin ver. En sevgili!

Yarın Sevgililer Günüymüş, “Sevgili” Olmaya And İçsek ya Sevgili’m!
Tüm kadın ve erkekler ‘biz’ bitene kadar sahneyi terketseler, sineceğim tek siper senin kolların olsa, beklediğim tek zaman bir sonraki sigara zamanı olsa? Tek sorun kahvaltıda seçeceğimiz ‘sucuk mu? pastırma mı?’ olsa ya?
Ve sen bana ‘Sevgilim’ sıfatını taksana. ..

“Aradığın şey de seni arıyor!”
Celalettin Rumi…
İnandırsana beni bulduğumuza! Sevgilimsin, bazı şeyleri görmezden gelebilirsin.