
10 Yıl Önce 10 Gün Sonra; Bu Gün Oldu; Olanlar!
“Sevgili Demeter, (Sevgili anne..) Artık yanına gelmek istiyorum. Çaresizlik, yorgunluk ve yalnızlık; hepsi hepsi bu! “Yeniden kalkmalısın, yeniden başlamalısın!” safsatasına kesinlikle inanmıyorum. İdeal yaşamıma ulaşmak için çok çalışmam gerekiyorsa; ben istemiyorum.
Penceremden görünen müthiş bir tipi, gerçekten müthiş! Kendimi bildim bileli ve her ay, haftalık yapılacak ödemeleri toparlayıp listemde check’lemek idi başarı. Ne büyük yanılgı! Ne zavallı bir yaşam. Neyse ki bir sonu var. Lütfen, bu bir drama değil. Bu bir rahatlama, bu bir ömür süren orgazmın sonunda bitmesi! Tekrar mı? Hayır istemiyorum.
48 yılın sonunda elimde kalan; iki yetişkin çocuk, bir yaşlı bilge baba ve kızılcık şerbeti tadında bir aşk hatırası… Son iki yıldır inandığım şey ise yaşam için mücadele etmenin yanlış ve drama yaratan bir yanının olduğu ve kesinlikle çok yanlış…”
……
Ve bu isteğim şimdilik kabul edilmedi, nereden mi biliyorum? Çünkü “o kızılcık şerbetin” tadını veren sevgili, bir kaç kadehi masaya koyunca, mahzeni merak edip…
….
E, oturmasak olmazdı.
Daha iki el oynandı; elden ya da oyundan keyif alınırsa devam eder, de sadece oyun için ise bir süre sonra bu hatun kişi şişer; tecelli!
Heyhat, ayak sürümeyi bıraktım, akışta olmaya gayret ediyorum. Sanırım, bizim uçurtma ipleri birbirine fena dolanmış, aynı gökyüzünde hiç senden tarafa bakmadan, hatta çoğu zaman gözlerimi sımsıkı yumarak ve belki de için için umarak; bekledim. Bazı seslenmelerine omuz da silktim, bazılarına da suratımı avuçlarıma gömdüm. Korktum; tekrar incinmekten. Ne kadar değişirsen değiş, ilk nerede mutlu olduysan hep o yöne çevirirsin başını misali başımı senden alamadım, sanırım sen de!
Diğer ilginç nokta ise ne zaman elime bir makas alıp uçurtmamın ipini kesmeye kalksam, seslenip durdurdun beni. Aramızda benim bile henüz anlamadığım bir bağ var.
Ve yine bugün, rüyamda gördüm seni ve bizli geleceğimizi. Sakın incitme beni…

“Kırılmasın diye üzerine titrerdim, o hep üşüyorum sanırdı…”
Can Yücel
Sandı…