
Yeniden Başlamanın Cesareti!
Sık sık umutsuzluğa düşmeme sebep oluyordu; küllerinden yeniden doğmak kavramı… Nasıl yapabileceğimi bilmiyordum. Kimi sabahlar donmuş günler yaşıyordum, yani sadece nefes alıyor zorunlu olanların dışında hiçbir şey yapmamayı deneyimliyordum…
Derken nefes alıp vermeye odaklanıp rahatlamayı öğrendim, şefkatle sarmalanıp güven içinde olmayı… Ruhumun yüzdüğü okyanusta yıkanmayı, keyiflenmeyi ve oldurmayı öğrendim… Geçmiş kalıplara sık sık ayağım takılıyordu elbette ve bu durumlarda nefesim kesiliyordu yine. Tekrar aydınlık ile dolmayı öğrendim… Ve bu çok kolaydı; nefesine odaklanmak ve akışa kendini teslim etmek.. Ve sonrasında mucizeler beni buluyor, içimi neşelendiriyordu.. Elbette öğrendiklerim ile yaşamak, zorlukları çabuk aşmamı sağlıyor hatta yaşam bana kolaylıklar ile akıyordu.. Hak ettiğim hayalime yaklaştığımı düşünüyorum.
Yavaş ve derin burnundan nefes al… Gevşe… Ve çok daha yavaşça nefesini üfleyerek ver… Tekrarla… Gülümse… Ve arkana yaslanıp mucizelerini peş peşe olmasını seyret.. Bu kadar basit. Harikulade…
devam edecek…
“Susmak, konuşmaktan daha ağır değil midir?”
Halil Cibran
Müsaadenle bu ağırlığı ve deneyimi yazarak seninle paylaşmayı planlıyorum. Başlayalım o halde: