“Her Anı, Her Hatırayı Hatırlıyorum!”

Hatıralar savruluyor, dünden getirdiklerimiz ile oldurmaya çalıştıklarımız uymuyor artık bir birine… Bildiğini unutmak ne zor, bilmediğini nasıl dilersin ki? Bir geçmiş, bir gelecek arasında; günü unuttuğumuzun farkında mısın? Bugün 5 Nisan, bakma kışın paltosunu giyinmiş nisana, aldanırsın… Olmayanı oldurmalara da kalkmayasın, zorlanırsın. Göğe bakalım, bir tüy düşecek ilahiden omzuna ve diyecek ki “iyi ki varsın!”

“Dostluğa hazırım, işte elim. Ama lütfen bana aşık olmayın.”

Beyaz Geceler – Dostoyevski

Bazı günler ağırdır, hürmet bekler. Sorumluluklarının ucunu bucağını tutmanı ister. Bazı mevsimler, “gözümü kaparım, gereğini yaparım!” enerjisi ile sarar sağ yanını… Bugün sancak tarafında otur vapurun, maskene, paltona sıkı sarıl, yakındır; geliyor hafif günleri de baharın!

*ASLI’NIN FİLM ÖNERİSİ…

Film adına tıklayarak İmdb Sayfasına ulaşabilirsin!

Bliss (2021) : Mike Cahill tarafından yazılıp yönetilmiş en yeni film olan Amerikan yapımı ve yine romantik drama tarzında filme, bilim kurgu kategorisi eklenmiş olsa da en fazla fantastik bile denir mi bilemedim. Başrol oyuncuları Owen Wilson ve  Salma Hayek paylaşıyorlar. 103 dakika süren eserin müziklerini besteleyen Will Bates. Film eleştirmenleri, diğer filmlerine istinaden bu yapıma epey acımasız eleştirileri olmuş.

Sanrılar içinde duygu durum bozukluğu içinde olan erkek karakterin, yeni bitmiş bir evliliği ve iki ergen çocuğuna rağmen kendini en uçucu bir vortexte bulması diye özetlenebilir. Var olan sorunlarına, bir de işten kovulması ile homeless bir kadın ile en uçlara savrulmaları ki kimyasallar ile bu durumların çok fazla tetiklenmesi… Paranoyak hastaların bu tür sanrılarına kullandıkları kimyasallar ve duygusal travmalar ile çok ağır seyretmesinin yanında “acaba?” dedirten tarafına yaslanmayı tercih ettim ben.

 “Bir mekanın, kafamda bir resmi var: Ev. Bir kadın. Bunların gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Ama bir his var. Ve duygu gerçek.”

Bliss (2021)

Duyguları, hisleri, savrulmaları ve uçları sevdiğimden olsa gerek; ben filmden hoşlandım. Hatta bazı anlamsız hislerime birer kulp bile bulmuş olabilirim. Aslı’nda ruh eşleri kavramı üzerine inşa edilmiş olsa da, sanrılar yüzünden pek sağlam zemine oturmadı kafamda. Evet, kurgunun ve çekimlerin; zemininin kaygan oluşu yüzünden inanılacak mevzuya bile yaklaşmadan hatta omzunu duvara dayayıp ne olduğunu anlamaya çabalamak ile umursamamak arasında kalabilirsin. Mevcut pandemili hayatın içinde yaşamak gibi de diyebiliriz. İzlemek ile sen nerelere gideceksin; bana yaz ama!

“Üzülme sevgili. Günün birinde yasaklar bitecek. Hayat, kırları, denizleri ve her şeyiyle bizim olacak.”

Yılmaz Güney

Üzülme…

View this post on Instagram

A post shared by Aslı'nda… (@aslinda.blog)