“Bence Sen, Doğru Yaptığım Her Şeysin!”

Beni hiç bırakmayacağını biliyorum, çünkü bu hatayı zaten yapmıştın! O halde neden her sessizliğinde, gitme tribine giriyorum ben? Sana mı güvenemiyorum, bana mı?

Oturduğumuz kahvaltı salonunda, duvarda ki tabloya bakıp hayıflanmıştım. “Kadın denize aşık, adam dağlara; bir araya gelmeleri bu kadar imkansız!” demiştim. Sense o manzarada; denize koynunu uzatmış minicik tepecikleri göstererek “Bak orada bir aradalar!” diye cevap verince; anladım ki ayak direyen sen değilsin. İnan, ben de değilim!

İçimde bir sürü kadın var demiştim ya bir yazımda (10 Temmuz 2010 tarihli; linki bıraktım. buraya tıkla), ahan da o kadınlardan biri; kaknem, çok bilmiş, nemrut teyze’si! Peşin hükümlü, öz güvensiz, kibirli ve yaftası bol, kocakarı kılıklı, bilge kadın görünümlü ama ancak mahallemizin muhtarlığını yapacak kadar bilmişin biridir ki o! Pek paye vermem dediklerine, o yüzden de öfkelidir. En büyük yeteneği ise heveslerimi piç edip, cami kapısına bıraktırmasıdır. “O, öyle değil yalnız!” der ve sonrasını dinlersen, kendine acıyıp, kahreden mahallenin evde kalmış kızına dönersin; o derece yani.

Sana yaptığım haksızlıklar için utandım ya yine!

“Bir adım gelsen, ben sana on adım gelirim” dediysem de, bazen o kadar ayarsız oluyorum ki… On kilometre kadar seni geçtiğimi anladığımda, hevesim kaçıp “Boş ver ya, geri dönemem şimdi ben. Ancak eve giderim.” diyen heveslerden, kaç bebek yurtlarda aile bekliyor şimdi, bilmiyorum.

Yani demem o ki; şu elimi bıraktığında, içimde yaşayan onlarca kadın tarafından çekiştirilen beni, sana geri hangisi getirir, bilmiyorum. Seni şaşkına çevirdiğimi anladığım bu gecede; en az, senin beni hayretler içinde bıraktığın kadar olmasa da… Öyle, kal gelmiş, gözüne far ışığı tutulmuş tavşan misali kalakalmışım. Sanki başım suyun içinde ve dışardan gelen sesleri boğuk, zar zor duyuyorum. Kaç, tehlikedesin diyen Aslı’nda iç sesim.

Bu tuhaf karmamızı bozuyorum artık sevgilim! Çünkü sen benim sırrım, sırlım, sırlı camım, aynamsın! Uzanması zor raflardan alıp, kolaylığa, kol boyu raflara koyuyorum sevgimi, ilgimi, şefkatimi… Seninkileri de servis arabasına indirsek ya…

Şu kaknem, Sürahi hanıma da belki bir bakım evi buluruz ha?

Velhasıl: “Sen, doğru yaptığım her şeysin!”

*Aslı’nın Film Seçimi…

(Film adı üzerine tıklarsan İmdb sayfasına gidersin!)

Frozen 2 (2019) : 2020 de yayına giren ve Frozen (2013) filminin devam niteliğinde olan Animasyonlu Müzikal bir film niteliği taşır. Türkçeye “Karlar kraliçesi” olarak çevrilmiştir. Walt Disney Animasyon Stüdyoları tarafından üretilen Amerikan yapımı, bilgisayar animasyonlu müzikal fantastik filmdir. Yönetmenler Chris Buck ve Jennifer Lee tarafından üretilen ve Lee tarafından da senaryosu yazılan 1 Oscar, Bafta, Altın Küre, Grammy, Satellite, National Film ve Televizyon, Guinness Dünya Rekoru, Annie ödülleri dahil 17 galibiyet, 90 adaylık kazanmıştır. Yapım 103 dakika sürer. 2019 yılının üçüncü en çok hasılat yapan filmi, 10 tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi ve tüm zamanların en yüksek ikinci hasılat yapan animasyon filmi, bir animasyon filmi için en yüksek tüm zamanların dünya çapında açılması oldu. Film, aldığı ödüller ile kült filmler arasına yerleşti.

Elsa’nın özgürlüğüne ve kız kardeşi Anna’nın kraliçe olacağına kadar süren olaylar örüntüsünde süren bir devam filmi, müzikaldir. Bir sürü ödül ve beğeni kazanan film hem müzikal hem hikaye hem de animasyonu için çok sayıda farklı ülkelerin, amatör ve profesyonelleri tarafından; 2020 yılında servis edilene kadar geçen zamanda bir çok değişiklik ve düzenlemelerden de geçmiş.. Son teknolojiden seyretmek huzur ve keyif verecek şekle gelip vizyona girmiştir.

 “Biz buna ‘işler kontrolden çıktığında yapabileceklerinizi kontrol etmek’ diyoruz.”

Frozen 2 (2019)

Eğleneceksin; ben eminim! Hadi, dinle beni ve bu filme de bir şans verip; izle, lütfen! Pişman olmayacaksın.. Söz veriyorum…

Edit: 2013 de gösterime giren ilk filmine link bıraktım, mavi yazılar linklere açılır.

FROZEN (2013) Danimarkalı Hans Christian Andersen tarafından 1844 de yayınlanan masal kitabında “Kar Kraliçesi” masalından uyarlama ilk filmidir. 

“Bir kurtuluş kelimesidir “neyse”. Dönmeyecekleri beklemekten, üzüldüklerinden, söyleyemediklerinden… Ve daha bir çok şeye; ama neyse...”

Cihad Kök…

…Neyse…