“Ben Biliyorum, Sen Asla Bilme Bensizliği!”
Sabah işe uğurlarken birden durdun ve dedin ki; “Şurada yedek anahtar vardı, al! İstediğin zaman çıkabilirsin ve kendini daha özgür hissedersin!”
Ev hapsim sona erdi, verdiğin anahtar sayesinde!
O sırada içimde ki kız çocuğu ellerini çırptı, gördün mü?
Kapısından onlarca kez boşluklara itildiğim kapının, anahtarını ele geçirmiş bir hazine avcısı gibiydim!
Hazine sandığının anahtarını sunmuştun bana, hesapsızca… Öylesine…
Çıktım mı senin ardından!
Elbette hayır!
Ama istediğim zaman çıkabilir, istediğim zaman tekrar girebilirim artık! Çünkü hazinenin bir anahtarı da bende!
Kalmaya can attığım yüreğin gibi, buraya da alışıyorum şimdi.
Korkuyor muyum?
Evet!
Korkuyor musun?
Sanki, evet!?
Aşk gibi olmalıydı her şey hayatımda… Usulca…
Anahtar sahneye usulca girdi, senin gibi…
Sırf bu yüzden bile sevdiysem seni, şükürler olsun!
Korkularımı ayaklandırmadan, korkularını ayaklandırmadan oluyor, olacak olan…
Sabah kahvaltılarından sonra, akşam yemekleri rütielemiz de oluştu akabinde.
Beğenmeyeceğin endişesi ile sofralar kuruyorum sana, bana, bize! “Ellerine sağlık, çok güzel olmuş!”lar çıkıyor ağzından… Ben mest!
Eski alışkanlıklar yokluyor elbette ara sıra… Acaba’lar hücum ediyor zihnime ya.. “Şimdi değil.” diyorum. “E peki ne zaman?” diyor zihnim…
Şimdi değil, şu an sadece yaşamaya, olana kabule odaklıyım…
Bizi yaşamaya hazırım…
Tıpkı senin gibi…
“Ben her zaman hazırım.” diyen dillerine kurban…

“Gün gelir hayat sizi bir boşluğunuzdan yakalar!”
Sezen Aksu dan bu şarkıya da selam olsun. ..
Kader, elini tutar diyelim!