“Gitmek Gerektiği Halde Gidememek…”
Ah bu cumartesiler, hatta cuma akşam üstünden başlayan zamanlar… Umurumda değilmiş gibi davranırken, gecenin ilerleyen zamanlarında yüreğime çöreklenen kara yılanın tıslamaları… Göğsümün üstünde ve nefesimi kesiyor ağırlığı… Ve sana en çok kızgın olduğum anlar bunlar… Ve en çok da ihtiyaç duyduğum…
Farkediyorum ve farkettigim çoğu şey rahatsız ediyor beni. Sen ve seni bulamadığım hayatım mutlu etmiyor artık beni. Belki de hayatta kalma iç güdüm ile bağımızi kesme yöntemim bu. Ve dilerim en büyük neşeye, huzura ve berekete varır, senli olan tüm anılarımı delete edebilirim. Bu çabam beni senden alır ve zihnimin beni ezen yanlarını senle bırakırım.
Gerçekten bıktım artık. Ne istediğini bilmez bir adamın sanrılarından… Duruyorum, durmayı seçiyorum. Ve sana ne istiyorsan onu versin hayat!
Kalbimi bedenimden ayırıp, ben’i seçiyorum. Umarım yaşam da sana seçme hakkı verir. Ve kendin için en uygun olanı kendine alabilecek kadar cesur davranabilirsin.
Bugün değerli olanları, bedelini ödeyecek kadar yaşamına alabilmeni diliyorum. Hakkın ve adaletin terazisini sadece kendin için değil, bölüştürdüğün dakikaları verdiklerine de cömert davranır ve hissettiklerini bir adım attığında da unutmadan, avucunda tutmaya devam edebilirsin umarım.
Umuyorum, başka yolum yok, tüm mucizeler sende! Üstelik sadece kendim için bile değil.
Yoldan çıkma! Yol, hayatta olmamızın en büyük amacı. .. Ve herkese nazik ol, önceliğin kendine!
Oysa sen tüm eğlencemi aldın, ” beni bana geri ver ki bir şansım olsun! “(diyen şarkı sözlerini ben söyledim say, sana dileğim…)

“Nereye gidersen git,
Gözlerini kapattığında kimi görüyorsan ona aitsin…”
Fazıl Efe
diye okuyunca yüzüm gülümsedi.