“Başka Birisin Artık!”
Bugün cuma, Kasım ayına yakışır fırtınalı, soğuk bir geceden çıktı istanbul! Teoman’ın şarkısında “rimelleri akmış…” gibi trafik, sabahın ayazında. .. Daha pastırma yazı olacak diye avunamıyor gönül, inanmıyor ki…
Daha önümüz de koca bir kış var oysa. Soğuk, karanlık, kasvetli geceler var. “Ayrılıkta sevdaya dahil.” gibi hala biz’li cümleler kuruyorum.
Sen, biz’e gelirken sana döndün ya, işte ben o gün yüzümü yıkadım, bir daha dedim kendime “Bir daha yok, bu son olsun!”
Tüm yeminleri senin için ettim ben, üstelik senden ötürü bozdum, günahımın vebali senin boynuna.
Gideceğimiz baharlar, yazlar vardı. Söz demiştin, bir sürü hayale. Öylesine ha hepsi, sırf sohbet olsun diye miydi o sözler, o zaman? Balık hafızalı ben, bunları da unutur muyum ne dersin? Belki de unutmamak için yazıp duruyorum sen’li ben’li yaşamlarımızı.
İncittiğin, kırıştırdığın kanatlarımı ütülüyorum şimdi, yaralarımı yalıyorum köşe başlarında. İnan bu sefer ortaya çıkan; milenyumun en güçlü kadını, en sarsılmazı. Emeğiniz, katkınız büyük, teşekkürler!
Biraz uyusam tüm bu donuk, ayaz, sanki hepsi geçip gidecek… Yorgan altında geçireceğim zamana ihtiyacım var. Şimdilik herkese iyi geceler, elbette sen hariç!

“Bitti o şiir,
Artık başka mısra gerekmez.”
Cahit Zarifoglu…
Hala umut ediyorsun ya, yapma!