Peki Şimdi N’olacak?


Aslı’nın Müzik Seçimi…

“Doğduğum Günün Hikayesi!”

Sam Smith tarafından seslendirilen “Too Good at Goodbyes” şarkısını, Shameless (TV Series 2011–2021) dizisinin sekanslarından hazırlanmış video ile Eylül’e veda edelim.

Bu gün Ekim ayına giriyoruz. Bu gün ilk haftanın ikinci günü olacak. Bu gün Salı. Bugün Ekimin ilk günü. Bu gün ayın 1’i. Bu gün 2019 un son trimisteri.

Zamanın birinde ve Kaf dağına giden işlek cadde üzerinde bir yerlerde; doğmuşum işte! Ne doğduğum evi ne de doğduğum aileyi tanımayı beceremedim. Üstelik evde ebe ile yapılan bir doğumun bebeğiyim. Göbek adım, annem ile ebe arasında ki bir sır olarak kalmış.

Gece yarısından sonra sancıları başlayan anneme yardım getirmek için dışarı çıktığında, ayakları karakola götürmüş babamı. Memur abiler tarafından yoldan çevrilen minibüste (o saatte yolcu taşıyan minibüse ‘Sarhoş Minibüsü’ denirmiş)  yol ortası indirilen amcalar söylenmiş ‘Yahu bu saatte doğum mu yapılır?‘ kayılmış harfleriyle yamulmuş kelimelerle mırıltılı cızırtıları… Ha bu arada bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmur ve çamura dönmüş sokak veya cadde ortasında, gece yarısını geçtiği için bal kabağına dönmüş minibüsten, inen, kafası dumanlı amcaları; böyle anlatır babam. Yani çakır keyif amcalar birazda haklılar 🙂

Hem babam da, anamı ilk kez, yağmurlu bir günde görüp aşık olmuş!

Her neyse, ebe evinden alınıp doğmak üzere olduğum eve getirilmiş. O da, benim bu dünyaya sağ salim gelmeme yardım etmiş! Kim bilmiyorum! Ebemi yani. Annemi de!; O da bir muamma, var gibi ama hiç görmedim. Bilmem. Ben bilmiyorum evet onun kızıyım, babam ile evlilermiş, bir yuvaları varmış, abim ve bir de erkek kardeşim var. Yani bayağı bir ailede doğup büyürken… Kader ağlarını mı örmüş, örerken bir ilmek mi kaçırmış; işte orasını bilmem.

Bunlar şaibeli bilgiler, ben görmedim yani, duyduklarım bunlar, ben anlatanların yalancısıyım yani. Sadece bir çok fikrim var, boşluklarını yüreğimle doldurabilip bir bütün elde edebildiğim.

Annemin kimliğinde yazan isim, ona ait değil; bunun da bir hikayesi var tabi, her kadın gibi… Mezar taşında, ona seslenilen ve bana da söylenen, keza onu tanımlayan ismi yazıyor: Sevgi! Ne ironik ama değil mi?

İşte bir salı gününde,  gece saat 03 olmadan… ‘Peki şimdi n’olucak?‘ diyerek, ebenin ödünü koparmışım ki benden sonra kayıplara karışmış kadıncağız. Ki bir merhabasını daima esirgedi benden… O evden taşınılmış, memuriyeti mi ne bırakmış babam… O adam benim babam!

Öyle işte…

Ta, geçen yüzyılda bir tarihte, bin dokuz yüzlü yıllarda… Tam da bugün, salı günü, saat sabaha karşı daha 3 olmadan… Gelmişim işte, öylece… Boynumu çevirip bakmadan, ezberden anlatıyorum bunları… Hiç birinin kaydı yok bende… Hep bir hikaye! E geçen yüzyıl; kitabı, hikayesi, romanı, şiiri bol; filmi az, müziği de ortadan halliceymiş ya işte böyle. Bildiklerimizden farklı bir gerçeklikte, yarı yaşlı yarı genç bir ruh olarak, bu üç boyutlu gerçekliğe gelmişim. Hoş mu, boş mu bilemediğim.

Yani…

Bugün, gelmişim…

Bir Allahlın kulu da sormadı “Bugün senin doğum günün! Dile benden ne istersen?

Küheylan mı? Hiç hatırlamıyorum. Belki bileğinde saat olan adam sorar, bir ara beni bulursa tabi…

Neyse, arşa yakınım, belki size oralardan fotolar atarım.

İyi ki varım di mi?

hmm tamam…

Peki şimdi n’olacak?

Edit: Bunalımda bir doğum günüymüş, üzdü.

Screenshot_2019-09-21-10-51-49-1
Aslı’nın Hatırını Merak Edenlere..

“Ben senin her zaman aradığın ve asla bulamayacağın kimseyim…”

Fernando Pessoa

O’yum işte!

Aslı’nda Her Şey Aslı İçin…

Peki Şimdi N’olacak?” üzerine 5 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s