Madame Tutli-Putli (2007) : ANİMASYON KISA GERİLİM FİLMİ
Film adına tıklayarak İmdb Sayfasına ulaşabilirsin!
Mutlu bir çarşambaya, şanslı Merkür gününe ve yaşamın en parlak en sevimli en neşeli en kolay ve en tatliş gününe gün aydı… Baharı çekiştirerek getirdik ya İstanbul‘a, aferin bize. Günün enerjisine seyahati, arzularımıza yolculuğu temsilen Tutli-Putli hanımı seçtim. Tuhaf ama bir o kadar da güçlü çalışma olmuş. Ben sevdim velhasıl kelam. Toplaşın da inceleyelim beraber:
Madame Tutli-Putli (2007) : Yönetmenler; Chris Lavis, Maciek Szczerbowski bu animeyi yazıp yaratmışlar. 2007 tarihli Kanada yapımı Clyde Henry Productions olarak bilinen ve Kanada Ulusal Film Kurulu (National Film Board of Canada) Montreal stüdyolarında üretilmiştir. Stop motion animasyonlu kısa filmidir. Cinema16: World Short Films yayınıdır. 17 dakika sürer. Yukarıda yayınlanan videoda full izleyebilirsin.
Madame Tutli-Putli, bir gece trenine binip tüm eşyalarını da beraberinde sürüklediği animasyon kısa filminde yalnız seyahat ediyor. Bazen yardımsever, bazen tehditkar görünen yabancılarla kompartımanı paylaşıyor. Gece çöktüğünde, kendisini gerçekliğin rüyalarla birleştiği acı verici bir metafizik maceranın kalbinde buluyor. Harika görsellere ve hikayeye kapıldığında, harika müziği kulaklarını kapamayasın.…
Madame Tutli-Putli, 2007’nin En İyi Kısa Animasyonu dalında beş Oscar adayından biridir. 2008 yılında Oscar’a aday gösterildi. Kazanmadı, ancak sadece aday gösterilmek bile kesinlikle izlemeye değer olduğunun kanıtıdır.
Stop motion denilen yönteminin prosesi inceleyelim mi? Ben merak ettim! Kukla ya da kil figürlerle planlamasının kolaylığından tercih ediliyormuş ve bu aşamasına kitlenme ya da hamur animasyonu denilen ve bir model animasyonun canlandırma aşamasının ilk adımı oluyormuş. Kareler arasında maniple edilerek ayrı ayrı fotoğraflanmış kareler ile hareket edebilir görünüme sahip olması sağlanıyormuş böylece… İki hareket arasındaki pozisyonu değiştirme tekniğine de pikselleştirme deniyormuş. Kesme animasyonu denilen teknik ile arka planda sabit hareketli alanı oluşturmaya deniyormuş. Nihayet durağan üç boyutlu objelerin hareket ediyormuş gibi görmemizi sağlıyorlarmış. Yazıldığı kadar basit değil, anlatamaya çabaladığım kadar da karışık değil Aslı’nda.
“Bir tren arıyordum. Gece, gündüz, saat kaçta olursa olsun, beni alıp götürecek bir tren. Burada boğuluyordum…”
André Gide
Keza öğrenmelere devam diyen dış sesimi dinleyip yeni öğretim yılının bahar döneminden yine giriş yaptım… Nefes almalara başladık nihayet, bahar geliyor ya… Rukiye duydun mu?. Mart ayını en hunharca yaşayacaklar arasındayım velhasıl… Ve fakat yeni yaşama geçişim hiç bu kadar sakin ve huzurlu olmamıştı… Bavullar hazır, yollara düşüyorum en sevdiklerimle, hep arzusunu duyduğum yaşama el ele… Aslı’nda tüm yollar yalnız yürünür sevgili, belki ara sıra yarenlerle muhabbetle… Çünkü adımlar hep içine atılır trenlere bir gece vakti binerken Tutli-Putli hanım gibi… Ve fakat yolda yaşanılanların kabusu Aslı’nda algı kaymalarımız olamaz mı? Bize eşlik eden bir kelebeğin büyüsü ile çıkabiliriz güneşli sabahlara ve vardığımız noktadan yeniden başlamalara… Haydi Rukiye hazırlan gidiyoruz?
“Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.”
Cemal Süreya
Sol dizim ve solumla…
Sağ dizim zorluyor, ienstitü ile boğuşuyorum.😉😘
BeğenLiked by 2 people
Geçmiş olsun ablam, eğitim şart diyorsun yani sağdan sağdan Aslı’nda… 😉
BeğenLiked by 1 kişi
😂😂😂👍😉
BeğenLiked by 1 kişi
Bu dünyadaki bazı erkekler yalnız bir kadın görmesin,o kadının hayatını korku filmine çevirmek için elinden geleni yapıyorlar..
BeğenLiked by 2 people
Ülkem şartlarında azıcık fazlaca… Ancak algının tuhaflıklar dolu bir yaşama bizi çekiştirdiğini de göz önünde bulundurmalı… Bulaş ve ısrar olmadığı sürece herkes kendini sunuyor sonuçta… İzlemiş olman çok değerli, sevgiler 😉
BeğenLiked by 1 kişi