Ekmek Ananın Elleri Gülümser☺


Aslı’nın Müzik Seçimi…

“Tek Bir Kelime Bile Etmeden Birbirimizi İncitirdik!”

“Gülümsemeni kaybetme, başka hiçbir şey önemli değil!”

Anlamaya çalışıyorum… Baktığın yerleri… Gördüklerini… Düşünce sistemini… Duygularının çıkış yerini,.. Batışını… Analiz sonrası bulduğun fikri, tartmanı… Sonucu uygulamaya geçişini… Adım adım ilerleyişini…

Umrumda değil artık.

Seni sevmek ile seni yaşamak aynı değil.

Seni anlamak ile seni haklı bulmak da aynı değil.

İnan değil.

Buruşmuş, yıllarca sana ekmek pişiren o eller… Bir bakmışsın,  iç içe geçmiş kucağında toplanmışlar. Öylece… Masum! Artık dokunacak tepsi yok. Kuzine yanıyor mu, bilmiyor. Un çuvalı kilerde,  gidilemez ya da ulaşılamaz.

Su içer gibi iki avucunu aç ve birleştir bir birine. Ve uzat o yaşlı ellere. Avuçlarının içine koy ve öp o elleri! Dudağını ve yanağını sür. Ve bırak yüzünü, avuçlarında ki ellerin üzerine. Öylece kal.

Hiç bir şey deme!

Ekmeği özle ve o kucağa başını bırak.  Bırak ekmeğin kokusu saçlarını okşasın.  Kokusu karışsın sabahına.

İşte o an, tüm açların hayali olur kokusu.

Sabah köşedeki fırından çıkan ilk ekmek kokusu: Soluduğum tüm anlarım adına! Hasretine katık bulayım gibi…

Dumanı üstünde sıcacık. Pazar kahvaltısına en çok yakışan…

Sahanda kırılmış iki yumurtanın kavalyesi…

Ev terliği kadar sıradan,  basit, önemsiz ve eskimiş.

At gitsin, yenisi alınır.

Ekmeği unut, kolesterol yolları kapatmış.

Öylece bırak; eski ev terliklerini ve ekmek için görmediğin boynu bükülmüş o elleri…

Screenshot_2020-03-15-12-33-48
Aslı’nın Yaşlı Elleri…

“Aklım mı? O yüzsüz bir misafir, hep sen de kalıyor…”

Cemal Süreya’ya sevgiler buradan ve bu anda ki duygulardan…

Yüzsüz misafir!

Yorum bırakın